2019-2020 Eğitim-Öğretim yılı açılış programımız ile öğrenci öğretmen ve velilerimize hoşgeldiniz dedik.
Açılış programı Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Programda açılış konuşmasını yapan Okul Müdürümüz Ayhan ÖZDEMİR'in şöyle dedi;
Sayın Müdürüm, Değerli Öğretmen arkadaşlarım, kıymetli velilerimiz ve sevgili öğrenciler;
Öncelikle 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılının hepimize hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim. Okulumuz açıldığı 1990 yılından itibaren, bulunduğu çağın ihtiyaçlarına göre birçok öğrenci yetiştirip, başarıları ile Bursa Merkezine göre 3. , Osmangazi İlçesinin tek Fen Lisesi olmuştur. Bu başarıda emeği geçen tüm idareci, öğretmen ve öğrencileri tebrik ederim. Bu başarının sağlanmasında herkesin üzerine düşeni yapacağını canı gönülden inanıyorum.
Çağımız her geçen gün büyük bir değişim içerisinde. Bu değişimde bulunduğumuz konumu daha iyi anlama ve çağın gereklerine uyum içerisinde olmalıyız. Geleceğimizi planlarken, insani ve kültürel değerlerimizi de koruyup yüceltmeliyiz. Çünkü değerleri ile yaşamayan hiçbir meslek sahibinin ülkemize faydası olmayacaktır. Değerlerimizle bütüncül bir toplum inşa etme görevimizin ilk adımlarını beraber atabiliriz. Mesela; hoşgörü ile bakabilmeliyiz. Kimse olduğundan farklı olmaya zorlamamalıyız. Zekâ kişilik ve kimliklerle var olma çabasında olmalıyız. Çalışkan, nazik, cömert, meraklı, güvenilir, affedici olunmalı ama en önemlisi kişinin kendi olma mücadelesinde olmalıyız ki böylece mutlu bir toplum inşa edebilelim. Bizim görevimiz geleceği hayal ederek inşa etmektir. Doğanın içinde doğal yaşamayı, atık ile kirletmemeyi öğrenmeliyiz. Yok olunca değerini anlamak değil, yok etmemeyi öğrenmeliyiz. Üstün zekâdan çok, vicdanlı, ahlaklı ve erdemli zekâya ihtiyacımız var. Sabretmeyi öğrenin, Sabır boyun eğmek değil, mücadelenin ta kendisidir. Affetmeyi de öğrenin, herkesi olduğu gibi sevmedikçe, sevilmeyi beklemeyin.
Değerli Öğretmen Arkadaşlarım, açılmamış kanatların genişliği bilinmez. Öğrencilere verebileceğimiz en güzel eğitim düşünmektir. Düşünmeyi öğrenen bir nesil yetiştirdikten sonra başka şeyleri öğretmeye ihtiyaç yoktur. Çünkü düşünen çabalar, çabalayan öğrenir ve kalıcı öğrenme de böyle olur. Öğrencilerimizin meraklarını destekleyip, onların enerjisine güvenerek, bizlerin bıraktığımız, bıktığımız, ümidimizi yitirdiğimiz yerlerin ötesine götürecek donanımda bir nesli nasıl yetiştiririz gayreti içinde olmalıyız. Ve bunları anlatmaktan çok örnek olarak gerçekleştirmeliyiz. İnsan sürekli okunan bir cümledir, diyen şairlerin diyarlarında doğup büyüyoruz. İnsana değer verme, özen gösterme soylu kültür aracıdır. Kitaplarla öğretilecek, sınavlarla test edilecek bir yolu yoktur. Tek yolu vardır, insan olmak. Mesela; İnsan olmak başkasının da kazanmasına yardım etmektir. "Komşusu açken tok yatan, bizden değildir." Hadisiyle verilmek istendiği gibi etrafından da haberdar olup, duygularını paylaşmaktır ki ennbüyükhayali temiz su bulmak olan insanlarla aynı dünyayı paylaştığınızı unutmamaktır.
Alkışlanacak bir mücadeleniz olsun, zaten o zaman her durumda kazanırsınız. Tıpkı; Doğduğum köyde, köy kütüphanemizdeki kitapların civar köylere taşınıp okutulmasına çaba gösteren "Eşekli Köy Kütüphanesi" emekçilerinden Dayım Öğretmen Rasim PEHLİVANOĞLU gibi, Engeline rağmen Google'dan burs alan tek Türk Bilgisayar Mühendisi Muratcan ÇİÇEK gibi, Köyündeki evlerin duvarlarını boyayıp renklendirerek köyün kaderini değiştiren Adanalı Nuran Teyze gibi, 43 yaşında %98 engeline rağmen tek parmakla 17. Kitabını yazan Erdal YALÇIN gibi, Satranç takımı bile olamayan, okulunda öğrendiği satrançla Avrupa Şampiyonu olan Kübra ÖZTÜRK gibi, Küçük yaşlarda büyüme hormonu eksikliğine rağmen dünyanın yaşayan en iyi futbolcularından olan Messi gibi, 7 yaşında yakalandığı çiçek hastalığı ile kör olan büyük halk ozanı Aşık Veysel gibi, 21 yaşında ALS hastalığından kaslarını kullanamamasına rağmen sadece elmacık kemiği kası ile Evrenin temel prensipleri üzerinde otorite olan Stephen HAWKİNG gibi, Kendi arabası bile yokken Devrim arabalarını yapan Türk Mühendisleri gibi, Gördüğü her makineyi kendi imkanları ile yapabildiği için makine fuarlarına alınmayarak engellenmesine rağmen makine üreteni İlkokul mezunu Mennan Usta gibi, Almanya'da mühendislik okuduğu gerekçesi ile uçak mühendisliği ruhsatı verilmemesine rağmen uçaklar yapan hatta sivil havayolu şirketi kuran Vecihi HÜRKUŞ gibi bizler de imkanların sınırına bakmadan üretmeye, hedeflerimize koşar adım gitmek zorundayız. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Gençliğe Hitabesinde dediği gibi, "Muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanlarda mevcuttur."
Değerli Veliler, bu bir bayrak yarışı ve bayrağı daha yukarıya taşımak için elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. Bayrağı taşıyan ellerimizin daha güçlü olması için velilerimizin de yanımızda olduğunu ve bize her an destek vermeye hazır olduklarını bilmemize ihtiyacımız var.
Bu duygularla, bizimle binasını bir yıldır paylaşan, her türlü imkanlarını seferber eden Kazım Baykal Anadolu Lisesi Müdürü Hayrullah DUMAN'a, İdare personeline, Öğretmen ve öğrencilerine kurumum adına teşekkür ediyorum. Geçen yıl "Hepimiz başka bir rengiz belki ama bir tablonun üzerinde harmanlandığımızda hepimiz bir bütünün içindeyiz. Her notanın farklı olmasına rağmen bir ahenk ve düzen içinde sıralandığında bir senfoniyi oluşturması gibi ahenk ve düzen içerisinde olacağımıza inanıyorum" demiştim. Aynı ahenkle kısa bir süre daha beraber olacak olmamızın heyecanını yaşıyorum.
Yeni eğitim-öğretim yılının bir kez daha tüm eğitim camiasına hayırlı olmasını dilerim. Başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, ebediyete irtihal etmiş tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnet ile anıyorum. Ayrıca okulumuza sadece ismini değil, yüreğini ve tüm imkânlarını vermiş olan merhum Ahmet Hamdi GÖKBAYRAK'a saygı sevgi ve şükranlarımızı da belirterek onu rahmetle anıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, 2019-2020 eğitim öğretim döneminin ülkemize başarılar getirmesini temenni ederim. Bugün burada bizleri yalnız bırakmayıp programımıza katılan herkese teşekkür ederim.